“Geçtiğimiz yıldan daha az araç satılır”

Fransız otomobil üreticisi
Citroen, yenilenen modelleri ile
son derece iddialı. Küçük sınıfta
yer alan C3’ün yenilenmesi ile
birlikte atağa kalkan, C5 ile üst sınıfta
son derece iddialı olan Citroen
son olarak kompakt HB sınıfının
önemli oyuncularından
biri olan C4’ü yenileyerek dikkat
çekmeye başladı. Çok önemli bir
değişim geçiren ve sahip olduğu
teknolojileri ile ön plana çıkan
C4, iddialı başlangıç fiyatı ile
markanın en önemli gücü konumuna
gelmiş durumda. Markanın
toplam satışları içinde büyük bir
bölümü oluşturacak gibi görünen
C4 ile Fransız üretici gerçekten de
elini fazlasıyla güçlendirdi.
Citroen Türkiye’nin Genel Müdürü
Bahaettin Tatoğlu ile markanın
yeni modelleri ve Türkiye
hakkında önemli bilgiler edindiğimiz
bir söyleşi gerçekleştirdik.

Auto SHOW: Yenilenen C4
hakkında söze başlayalım. Bu
model ve 2010 yılında elde edilen
başarılı satış rakamları hakkında
neler söylemek istersiniz?
Aahaettin Tatoğlu: Son dönemlerde,
Türkiye’de Citroen
dendiği zaman akla ilk gelen
modellerden birisi C4 olmuştur
ve yoluna da bu şekilde devam
edecektir. İlk C4 tanıtımını yaptığımız
zaman yani 2005 yılından,
tam verimli olarak kullanamadığımız
2010 yılının sonuna kadar
toplam 21 bin adetlik satış rakamına
ulaştığımız C4 önemli bir
başarı grafiği sergiliyor. 2010 yılının
ikinci yarısında bu otomobilin
üretimi bittiği için, tam olarak
kullanamamış olmamız biraz
daha fazla satmamızın önüne
geçti. Yenilenen C4 modelimizin,
sadece kasasındaki yeniliklerden
dolayı değil, sahip olduğu
teknolojisi, segmentindeki rakiplerinde
olmayan özellikleriyle
pazara iddialı bir giriş yapacağına
inanıyoruz. 2011 yılı içinde
5 bin adet C4 satmayı hedeliyoruz.

AS: Peki bizlere C4’ün teknolojisi
başta olmak üzere, yeniliklerinden
söz eder misiniz?
BT: Artan yakıt fiyatlarının etkisiyle
ve çevreye verilen zararın
azaltılması amacıyla otomotiv
sektörü alternatif teknolojilere
ciddi yatırımlar yapıyor. Aynı zamanda
da mevcut araç motorları,
geliştirilen yeni teknolojiler sayesinde
yakıt tüketimi ve karbondioksit
salınımlarında ciddi
azalmalar sağladı. Yeni C4 modelimizde
bulunan e-HDi teknolojisi
de bu yaklaşımın bir
parçası. İçerdiği Stop&Start sistemiyle
özellikle yoğun şehiriçi
kullanımda, kısa süreli dur-kalkların
olduğu durumlarda, aracı
stop ettirip, tekrar çalıştırmakta.
Üstelik bunu yaparken, radyo, klima,
iç aydınlatma gibi sürüş
konforlarını devrede tutmakta.
Tüm bu fonksiyonları yerine getirirken,
farklı bir bakım maliyeti
ya da başka ek bir maliyet de
getirmiyor. E-HDi teknolojisiyle
donatılmış ilk aracımız olan C5
aralık ve ocak ayında toplam
1200 adetle ciddi bir başarıya
ulaştı. Aynı başarıyı C4 modelimizden
de bekliyoruz.
Tasarım, yaşam alanı kalitesi ve
özellikle bagaj hacmi gibi unsurları
ile ön plana çıkan C4, her
açıdan kompakt HB sınıfının en
iddialı modellerinden biri. Bazı
özellikleri konusunda rakiplerimizin
çok önünde yer aldığımızı
bilmek de bizleri son derece
memnun ediyor. Geçtiğimiz yıl
yenilediğimiz C3 modelinde de
ulaştığımız satış rakamları ve
kullanıcıların, aracın değişimine
verdiği tepki beklediğimizden
bile iyi oldu. Bunlar bizim için
çok iyi gelişmeler ve yolumuza
aynı şekilde devam etmek istiyoruz.

AS: Türkiye’de sektörü nasıl
görüyorsunuz? Geçtiğimiz yıl
beklenmeyen bir satış artışı yaşandı,
bu durum bu yılda da
aynen devam eder mi?

BT: Geçtiğimiz yıl şubat ayında
C3 lansmanında bir araya
gelmiştik ve orada da beklenen
satış rakamları ile ilgili açıklamalar
yapmıştık. Geçtiğimiz yılın
şubat ayını göz önüne aldığımızda,
2010 yılı için en iyimser
olan markalardan birisi bizdik.
Ancak yıl sonunda ulaşılan satış
rakamları bizim tahminlerimizi
de aştı ve yılı tarihi bir rekorla kapattık.
Bu tarihi yılda ulaştığımız
28 bin 862 adetlik rakam ve yüzde
3.8’lik pazar payı ile çok başarılı
bir yıl geçirdik. Bu yıl ise
Citroen olarak hedefimiz, pazar
payımızı yüzde 4 gibi bir rakama
ulaştırmak ve toplam satışımızı
30 binin üzerine çıkarmak istiyoruz.
Hafif ticari araçlarda bu yılki
pazar payımızı korumayı hedeflerken,
büyümenin yeni C4’ün
de katkısıyla binek otomobil pazar
payımızdan gelmesini bekliyoruz.

AS: Peki toplam otomobil satışları
açısından nasıl bir beklentiniz
var?
BT: 2011 yılında pazarın 2010
yılı seviyelerinde yaşanmasını
bekliyoruz. Satış rakamları açısından
biz küçük bir düşüşün
olabileceğini bile düşünüyoruz.
2011 yılında otomobil ve hafif ticari
araç satışlarının geçtiğimiz
yıla göre 30 bin adetlik bir düşüşle
730 bin adet olmasını bekliyoruz.
Aralık ayında kırılan rekorun ardından
ocak ve şubat ayında da
satışların yüksek olması, pazar
beklentilerini geçtiğimiz yılın üzerine
çıkardı. Ancak burada herkes
döviz kurunda yaşanan artışı
unutmuş görünüyor.
Döviz kurunda yaşanan yüzde
10’luk artış, satışların azalmasına
neden olacak ve yeni bir rekorun
ortaya çıkmasını engelleyecektir.
Geçtiğimiz yıl araç tedarik etme
konusunda yaşanan sıkıntıların
ardından, firmalar siparişlerini
artırdı ve döviz kurundaki artıştan
etkilenmeden önemli bir stok
oldu. Eldeki araçlar bittikten ve
yeni siparişlerin verilmeye başlamasının
ardından döviz kurundaki
artış fiyatlara yansıyacaktır.
Citroen’in en büyük distribütörü
olduğumuz 2010 yılının ardından,
biz 2011 yılında satışlarımızı
biraz daha artırmayı planlıyoruz.
Ama 2011 yılı için birçok
sektör yetkilisinin yaptıkları açıklamalarda
olduğu gibi, satış rakamlarının
1 milyon adete ulaşacağını
düşünmüyoruz. Elbette karamsar
değiliz ama temkinli olmamız
gerekiyor.


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.