Bosch’un hedefi kazasız sürüşe yaklaşmak

Otomobil markaları her yeni
modelleriyle birlikte, çağın
en yeni teknolojilerini sergilerken
bundan gururla bahseder,
bu teknolojilerle pazardaki
rekabette bir adım öne
geçmeye çalışırlar. Ama aslında
bu teknolojilerin gelişiminde
ve seri üretim araçlara
uygulanmasında yan sanayi
tedarikçi firmalarıyla yapılan
işbirliği önemli bir rol oynar.
Son kullanıcı yani otomobil
müşterisi için bu teknoloji,
sistem ve komponentlerin
hangi yan sanayi firması tarafından
geliştirildiği veya üretildiği
pek de önemli değildir,
önemli olan bu teknolojilerin
insan hayatını kurtaracak yetenekte
olabilmesidir.

Bugün artık birçok araçta
standart hatta yasal bir zorunluluk
haline gelen ABS ve ESP
gibi güvenlik önlemlerinin geliştiricisi
Bosch Otomotiv Grubu,
Almanya’nın Boxberg kentinde
kurulu dev test merkezinde
düzenlediği 60. Uluslararası
Basın Konferansı’nda,
son iki yılda otomotiv sektöründe
katedilen aşamaları ve
yeni teknolojilerini tanıttı. Bu
yıl aynı zamanda 125. yılını da
kutlayan Bosch, Boxberg’de
katılımcılara adeta bir teknoloji
şovu sundu.

Daha güvenli ve daha
ekonomik sürüşler

Bosch Otomotiv Teknolojisi
Yönetim Kurulu Üyesi Dr.
Bernd Bohr, otomotiv grubunun
ana hedeflerinin kazasız
sürüş için daha fazla güvenlik
ve çevre koruması için daha
düşük yakıt tüketimi olduğunu
vurguladı. Bu cümle aslında,
Bosch Otomotiv’in geleceğe
bakışını ve 60. Uluslararası
Basın Konferansı’nın da ana
temasını belirliyordu. Bunlara
ilave olarak, yeni araç içi
eğlence ve bilgi sistemleri de
konferansın bir diğer gündem
maddesini oluşturdu.

Dr. Werner Struth ise şasi
sistemleri kontrolü konusunda
amaçlarının “sıfır kaza”
hedefine yaklaşmak olduğunu
belirtti ve “kazasız
sürüş” için Bosch tarafından
geliştirilen yeni sistemleri tanıttı.
Struth, istatistiklere göre
her yıl dünya üzerinde 1.3
milyon kişinin trafik kazaları
neticesinde öldüğünü, eğer
önlem alınmazsa on yıl içerisinde
bu rakamın yılda 1.9
milyon ölüme ulaşabileceğini
belirtti. Oysa sürekli geliştirilen
“kazasız sürüş” asistanları
sayesinde bu rakamı aşağı
çekmek mümkün olabilir ve
gelecek on yıl içinde toplamda
5 milyon insanın trafik kazaları
nedeniyle ölmesi önlenebilir.
Emniyet kemerinden
sonra, hayat kurtarmada ikinci
önemli buluş sayılan ESP
(araç savrulma önleyici sistemi),
2011’den itibaren Avrupa
ülkeleri ve Avustralya’da zorunlu
hale geldi. Havayastığı
ve ABS (kızaklama önleyici
fren) ise birçok pazarda çoktan
standart donanımlar arasına
girmiş durumda.

Kazaların büyük kısmı
önlenebilir nitelikte


Struth, yeni geliştirdikleri
Bosch uyarıcı fren sistemi sayesinde
arkadan çarpma vakalarının
yüzde 72 oranında önlenebileceği
veya hasarların
azaltılabileceğini düşünüyor.
Sistem, öndeki araçla mesafe
azalmaya başladığında, çarpışma
olasılığını hissettiğinde
önce sesli ve görsel uyarı yapıyor,
ardından frene kısa bir
müdahalede bulunuyor. Sonrasındaysa
sürücü hafif bir şekilde
frene dokunsa bile tam
fren basıncıyla aracı güvenli
bir şekilde durduruyor. Bundan
farklı bir sistemse şehir içi trafiği için, 30 km/s’in altındaki
hızlarda, arkadan çarpmaları
önemli ölçüde azaltmayı
hedefliyor. Allianz isimli
sigorta şirketinin yaptığı bir
araştırmanın sonuçlarına göre
bu sistem sayesinde sadece
Almanya’da yılda 500 bin
küçük trafik kazasını önlemek
mümkün olabilir, bu ise onarım
masraflarında 330 milyonluk
Euro’luk tasarruf anlamına
geliyor.

Yine araştırmalara göre, farkında
olmadan şeritten çıkma,
sık karşılaşılan başka bir kaza
senaryosunu oluşturuyor. Dr.
Werner Struth, yolun şerit işaretlerini
algılayan ve bunlardan
sapıldığında sürücüyü
uyaran, hatta daha da gelişmiş
versiyonlarda direksiyonu
şerit içerisine doğru yönlendiren
sistemlerin kazaları
önlemede ve insan hayatını
kurtarmada etkili olabileceğini
düşünüyor. Yol üzerindeki
şerit işaretlerini algılayan video
kameralı sistemler sayesinde,
istem dışı şeritten çıkma
sonucu oluşan kazaların
dörtte birinin önlenebileceği
tahmin ediliyor.

Peki ama sürücüler neden
bu denli sıklıkla, istem dışı şeritten
çıkıyorlar? Genelde şafağa
doğru ya da gece sürüşlerindeki
kısa uyuklamalarla
birlikte gelen bir anlık dikkat
kaybı şeritten çıkma durumuna
neden olabiliyor. Bosch bu
tehlikeyi önlemek için de bir
sistem geliştirmiş. Yorgunluk
ve uyku durumu algılama sistemi,
direksiyon açı sensörlerinden
gelen sinyalleri takip
ederek uyku halini algılarsa
sürücü uyarıp sürüşe ara vermeye
yönlendiriyor. ABD’de
yapılan araştırmalar, ölümcül
kazaların yüzde 17’sinin aşırı
yorgun sürücülerden kaynaklandığını
ortaya koyuyor.

Werner Struth, yeni geliştirilen
düşük maliyetli kamera
sistemleri sayesinde, 2015 itibarıyla
Avrupa’da yeni ruhsat
alan her 10 araçtan birine
video sensörlerin takılacağını
öngörüyor. Gelecekte sürüşün
daha güvenli ve daha konforlu
olacağını vurgulayan Struth,
bu sistemlerde maliyetlerin azaltılmasının
Bosch’u “herkes
için güvenlik” konseptine yıldan
yıla daha da yaklaştıracağını
düşünüyor.


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.