Fiesta’dan elektrik alamadık

Ford Fiesta girdiği karşılaştırmalı
testlerden art arda
zaferler elde ederek ayrılmıştı.
Birçok sürüş izlenimi
yazısındaysa hem formu, hem de
canlılığıyla ilgili birçok övgü aldı.
Ayrıca bu küçük Ford, Dünya Ralli
Şampiyonası’na da katılıyor. Tüm
bunlar çok şey vaat eden özellikler:
Rakipleri artık kontrolü altında,
ayrıca hem sportif tasarıma sahip,
hem de imaj konusunda dile getirilebilecek
herhangi bir olumsuzluğu
yok. Ancak; eğer günlük kullanım
versiyonu bekleneni veremiyorsa,
ralli versiyonunun parkurların tozunu
atıyor olması pek işe yaramaz.

Vaat edilenlerin gerçeklerle ne
kadar örtüştüğünü 100 bin kilometre
testlerimiz başarıyla ortaya çıkarıyor. Uzun dönem testimize
5 kapılı bir Fiesta 1.25, Nisan 2009
tarihinde elit ve gayet yüksek fiyatlı
Titanium donanım paketiyle konuk
oldu. Piyasaya çıkışının üzerinden
sadece 6 ay geçtiğinde konuğumuz
olan otomobil, Fiesta’nın 7’inci kuşağıydı
ve yeni olduğu için yollarda
birçok insanın ilgisini çekiyordu.

Canlı ve dinamik bir tasarıma
sahip olan bu 5 kapılı otomobilin
silueti coupeleri andırıyor. Küçük
arka spoyler de bu sportif etkiyi
destekliyor. Bu kırmızı renkli otomobilin
yolda da görünümü kadar
dinamik olacağını düşünsek de, zamanla
bunun pek de doğru olmadığı
ortaya çıktı. Çünkü test aracımızı,
küçük sınıf bir otomobil için yeterli
olması gerektiğini düşündüğümüz
82 HP’lik benzinli motorla sipariş
etmiştik. Ancak bu gücün 1.1 tonluk
aracı canlı bir şekilde hızlandırmak
için yeterli olmadığı ortaya çıktı.

~Görev gereği şehir dışı yollarda ve
otoyollarda bolca seyahat eden otomobilin
test defterinde bu konuyla
ilgili ilginç yorumlar vardı: “Motor
otoyolda zorlandığını hissettiriyor.
Gerçekten dinamik olabilmek için
motoru zorlamak gerekiyor.” Bu
saptamalar kesinlikle doğru, çünkü
114 Nm’lik maksimum tork değeri,
çekiş gücünün yüksek olmasına
izin vermiyor, yani serilik için bolca
devir çevirmek gerekiyor ve bu
da tüketim rakamlarına olumsuz
olarak yansıyor: Uzun dönem testi
boyunca Fiesta, 100 km’de ortalama
8 lt civarında yakıt tüketti.

Diğer taraftan küçük motor, gayet
güvenilir bir makine olduğunu gösterdi.
İster tam gaz otoyol kullanımı,
isterse büyük şehirlerin dur-kalk
trafiğinde olsun bu basit yapılı Duratec
benzinli motor, her türlü sürüş
tarzına cesurca cevap verdi. Sadece
bir kez dördüncü silindirden garip
sesler geldi ancak bunun sebebi bir
sansarın ısırdığı ateşleme kablosu
nedeniyle ateşlemenin düzensizleşmesiydi.
Neticede bu teknik (biyolojik
mi desek?) problem, üreticinin
sorumluluk sahasının dışındaydı ve
genel değerlendirmeyi de olumsuz
etkilemedi.

Diğer elektrik problemleriyse güvenilirlik
konusunda sıkıntı yarattı.
Örneğin aydınlatma sistemindeki
ampullerin bozulmasına rastladık
ve bunların birden fazla gerçekleşmiş
olması rastlantının ötesinde bir
durumdu. Patlayan bir H7 ampul
için serviste gayet yüksek bir bedel
talep edilmesi de can sıkıcıydı.

~Ancak canımızı en fazla sıkan
olumsuzluk, Fiesta’yı çalıştırabilmek
için 3 kez aktarma yapmamızın
gerekmesiydi. Çünkü akü,
o günlerde bilinmeyen bir nedenle
boşalmıştı. Bu durum aslında olması
gerektiğinden çok daha can
sıkıcıydı, çünkü o günlerde Ford,
ne arıza kaynağını (sesli kontrol
modülündeki bir hata) ve arızanın
nasıl giderilebileceğini (parça değişimi)
biliyordu. Sonuç olarak bu
kaynağı bilinmeyen arıza, Fiesta’nın
güvenilirlik sıralamasında oldukça
gerilere düşmesine de neden oldu.
Yazık, çünkü Fiesta’nın diğer
fonksiyonlarının tamamı güvenilirdi.
Neticede 100 bin kilometre
boyunca çıkan sorunlar, aşınan bir V
kayışı, sızıntı yapan bir yağ contası,
arka koltuk emniyet kemerlerinden
birinin bloke olması ve paslanmış
bir anten bağlantı noktasıyla sınırlıydı.

Tüm bunlara sadece ön fren
değişimi ve eksilen birkaç santilitre
yağın tamamlanması gibi ayrıntılar
eklendi. Bir arıza ise endişe yaratmaktan
çok can sıkmıştı: Debriyaj
ve vites dişlileri iyi çalışsa da sürekli
duyulan bir ses çıkarıyor ve yanlış
kullanımda uğultu yapıyordu.
Gelelim sürücü yorumlarına… Genel
olarak kötü bir değerlendirme
yoktu. Bunun yerine test defterinde
ufak tefek eleştirilere rastladık:
“Elektrikli cam şalterlerine ulaşmak
zor. Park sensörleri yeterince hassas
değil. Klima sisteminin fanı gürültülü
çalışıyor. Koltuk ısıtıcıları insanı
neredeyse yakıyor.”

Sürüş özellikleri ve konfor konularındaysa
çoğunluk aynı düşünüyordu.
İşe bu konularla ilgili
notların bazıları: “Sorunsuz bir otomobil.”
Test pilotlarımızdan birinin
yaptığı bu yorum kesinlikle doğruydu…
Tabi ki elektrik ve elektronik
aksamı doğru çalıştığı sürece!


~Sağlam ama sorunsuz değil


Uzun ve nefes kesici bir testin sonu: Yeni cila
yapılan metalik bakır boya da temizlenen parçalar
da ışıldıyor. Ancak ışığın çok olduğu yerde
gölge de çok olur. Devridaim pompasının dış
kısımlarında antifriz izleri görülüyor ve bu durum
sızıntıların başladığı anlamına geliyor. Egzoz
manifoldunun izolasyon sacının 3 noktasında
yırtılmalar var. Katalizatörün çıkış noktasındaki
izolasyon malzemesinde ilk deformasyon
izleri görünüyor. Hem karter, hem de debriyaj
contalarında terleme izleri var. Bunlar göze hoş
görünmeyen ama aslında pek de önemli olmayan
ayrıntılar. Çünkü Fiesta’nın teknolojileri temelde
gayet sağlam.

Sonuç

Özünde sağlam

Motor, şanzıman ve süspansiyon 100 bin km’nin ardından hala yeni gibi
görünüyor ve herhangi bir önemli sorun yok. İç mekanda da kullanıma bağlı
aşınma izlerine rastlanmıyor. Modern bir otomobil uzun dönem testimizin
sonunda işte böyle görünmeli. Ancak bu otomobillerin testi, yolda kalmadan
tamamlamaları da gerekiyor. Ne yazık ki Fiesta bunu başaramadı. Sorun kaynağıysa
elektronik aksamdı. Diğer taraftan sesli kumanda sistemi bulunmayan bir
aracın testi hiç sorun çıkarmadan bitireceğini bilmek ise önemli bir teselliydi.


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.