Şampiyonların fabrikası Türkiye’de

Başarı sadece motorsporlarında
değil, aynı zamanda ülkemiz
adına sevindirici gelişmeler de yaşanıyor.
Türkiye’de Pirelli’nin genel
müdür makamına ilk defa bir
Türk geldi. İşte o Türk olan Mete
Ekin ile keyifli bir sohbet yaptık.

Auto SHOW: İlk genel müdürün
Türk olması nasıl oldu? Bunda
fabrikanın Türkiye’de olmasının
payı var mı?

Mete Ekin: 1995 yılında Türk Pirelli’de
rapor ve planlama uzmanı
olarak profesyonel iş hayatıma
başladım ve 15 yıl boyunca Pirelli’de,
yurt dışı da dahil olmak,
üzere birçok farklı pozisyonda görev
aldım. Burada elde ettiğim bilgi
birikiminin genel müdürlük
görevine getirilmiş olmamda
önemli rol oynadığını düşünüyorum.
Pirelli Grubu içerisindeki en
büyük ve en kapsamlı üretimi gerçekleştiren
fabrikamız ilk Türk
lastiğini yollarla buluşturmasının
yanı sıra, 50 yıl önce temellerinin
atılmış olması ile oldukça köklü bir
geçmişe sahip.


AS: Mete Ekin’in gelmesiyle
Türk Pirelli’de ne değişecek?

ME: Türkiye geneline yayılmış
olan ve yaklaşık 500 adedi bulan
geniş bir yetkili satıcı ağına sahibiz.
Bu doğrultuda 2007 yılından itibaren
sürdürmekte olduğumuz bayi
yatırımlarımıza hızla devam edeceğiz.
Formula 1 lastiklerinin fabrikamızda
üretiliyor olması ile birlikte
fabrikamız artık Şampiyonların
Fabrikası olarak anılıyor. Pazarlama
stratejimiz içerisinde F1
aktivitelerinin önemli rol oynayacağını
söyleyebilirim ve marka
imajımıza önemli katkısı olacağını
düşünüyoruz. Ayrıca Pirelli Avrupa’da
olduğu gibi ülkemizde de
performans, 4×4 ve kış lastikleri
alanında lider konumdadır. Bu
alanlardaki yeni ürünlerimiz ve
teknolojik yatırımlarımızla bu liderliğimizi
sürdüreceğimizi söyleyebilirim.
Yine 2011 yılı içerisinde,
her yıl olduğu gibi genişleyen ürün
yelpazemize üstün teknoloji ile
daha da geliştirilen yeni ürünler eklemeye
devam edeceğiz. Aynı zamanda
kamyon alanında da Türkiye’de
en çok tercih edilen marka
olarak birinci sıradayız.

AS: Pirelli markasını, Türkiye’deki
pazar payınız, ihracat,
üretim dağılımı ve ürün çeşitleri
açısından kısaca değerlendirebilir
misiniz?

ME: Geçen yıl Türkiye’deki 50.
yılımızı kutladık. Fabrikamız aynı
zamanda bünyesinde geçen yıl 25.
faaliyet yılını kutlayan Çelikord
fabrikasını da barındırıyor ve yaklaşık
1800 kişiye istihdam sağlıyor.
Pirelli Grubu’nun en büyük tesisi
İzmit fabrikamızda yılda 8 milyon
adet üretim gerçekleştiriyoruz. Bu
üretimimizin yüzde 60’nı otomobil
ve yüzde 40’ını kamyon lastikleri
oluşturuyor. Kamyon lastiklerimizin
yüzde 50’sini, otomobil lastiklerimizin
ise yüzde 70’ini Avrupa
başta olmak üzere dünyanın birçok
ülkesine ihraç ediyoruz. Mercedes,
Jaguar, Fiat ve Renault gibi önemli
otomobil üreticilerine lastik sağlıyor.
Aynı zamanda fabrikamız
motorsporları için de lastik üretiyor.
Motorsporları bölümü F1, ralli,
GP2 ve GP3 serileri, GrandAm,
Ferrari Challenge gibi dünyanın en
önemli motorsporları aktivitelerine
lastik sağlıyor. 2011 yılında 50
bin F1 ve 70 bin GP2 ve GP3 şampiyonları
olmak üzere fabrikamızda
toplamda 200 bin adet yarış lastiği
üretecek. İzmit fabrikamızda
ayrıca Cinturato Serisi gibi çevre
dostu özellikler taşıyan ve en son
teknoloji ile üretilmiş olan ürünlerin
de üretimini gerçekleştiriyoruz.


AS: Formula1’e girme fikri nasıl
ortaya çıktı? Pirelli’yi tetikleyen
sebepler neydi?

ME: Öncelikle 100 yılı aşkın bir
süredir elde ettiğimiz motorsporları
tecrübeleri ve başarılarımızın
F1’in tek resmi lastik tedarikçisi seçilmemizde
önemli bir yeri olduğunu
düşünüyorum. Özellikle ralli
ve pist yarışlarından elde ettiğimiz
tecrübeleri normal yol koşulu
lastiklerine de aktarmamızı sağlayarak
birer laboratuar işlevi görmesi
açısından bizim için oldukça
önemli. FIA’nın önceki lastik tedarikçisinin
çekileceğini açıklamasının
ardından, F1 yarışlarına
girmek için FIA’ya teknik ve ticari
teklif verdik. FIA, Pirelli’yi 2011-
2013 yılları arasında resmi lastik tedarikçisi
olarak seçti.


AS: Pirelli’nin F1’den beklentileri
nedir?

ME: İlk yarış olan Avustralya
GP’si birlikte tekrar F1’de sahneye
çıktık. Bu yıl şampiyonaya 6 farklı
tip ve renkte lastik sağlayacağız.
Tüm lastiklerimiz ise fark özellikleri
ile ön plana çıkacak. Pirelli olarak
öncelikli amacımız gerek lokal
pazarlarda, gerekse uluslararası
arenada her zaman tüketicilerimizin
ve pazarın ihtiyaçlarına yönelik
ürün ve hizmetler sunabilmektedir.

AS: Yaz lastikleriyle ilgili bir gelişme
olacak mı?



ME: Çok kısa bir süre içerisinde
Cinturato serisi lastik gamımıza
pazardaki küçük ve orta sınıf
araçların hemen hemen tümünün
ihtiyaçlarını karşılayan, düşük yakıt
tüketimi özellikleri daha da
geliştirilmiş olan Cinturato P1 serisini
ekleyeceğiz.
Cinturato P1, düşük yakıt tüketimi
ve çevre dostu gibi özellikleri
en yeni teknoloji ila daha da geliştirilen
bir lastik olarak dikkat çekecek.

AS: Pirelli’nin çevreci lastiklere
olan cevabı nedir?

ME: Bizim Pirelli olarak bu konuya
olan cevabımız “Yeşil Performans”
adını verdiğimiz kavram.
Bunun etkisi ciddi şekilde
ürünlerimizden üretim teknolojilerimize
kadar tüm süreçlerde
kendisini gösteriyor. Cinturato ailesi
lastiklerimiz, yapısında çevreye
zararlı olan aromatik yağları barındırmayan
yapısı, düşük yakıt tüketimi
ve artırılmış kilometre performansı
özellikleri ile dikkat çekiyor.
Motorsporları ve kamyon lastikleri
de bünyesinde aromatik
yağları barındırmadığı gibi, bizim
farklılaştığımız konu sektörde ilk
çevre dostu performans lastiği olan
Cinturato P7 ve ilk 4×4 çevre dostu
lastik olan Scorpion Verde’yi pazara
sunmuş olmamız.


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.