Tanrıçanın büyüsüne kapıldık

Belki kırmızı ve beyaz renklerini
bu kadar güzel bir
şekilde kombine edilmiş
haliyle görmüş olmamız
bizi çok etkiledi ama DS3’e ilk bakışta
hayran kaldık. Citroen’in küçük
sınıfta yer alan temsilcisi
C3’ten türetilen DS3, sportif kimliği
ve atletik görünümü ile, küçük
bir sporcu arayanların beğenisine
sunulmuş durumda.
En baştan söyleyelim, bu otomobilin
görünümü bize son derece
çekici geldi. Elbette bu göreceli
bir durum ama test ekibinin
tamamı, bu otomobilin tasarımını
beğendiğini dile getirdi.
Aslında ilk bakışta, göze bir anda
çarpan fazla detay yok denilebilir.
Ama bütün formu çok iyi
bir uyum içinde olacak şekilde tasarlanmış
ve bu durum etkileyici
ve akılda kalan izler bırakmayı
başarıyor.

Ülkemizde DS3 üç farklı motor
seçeneği ile satışa sunuluyor. 1.6
HDi dizel motor 92 HP güç üretirken,
1.6 VTi benzinli motor 120
HP gücünde. Serinin en önemli
kozu ise 1.6 THP 156 HP güç üreten
benzinli motor seçeneği. Başlangıç
fiyatı ise biraz yüksek; bu
üç kapılı sportif araca ulaşmak
için 46 bin 100 TL ödemek gerekiyor.
Kompakt sınıfta yer alan bir
araç fiyatına satın alabileceğiniz
bu aracın çift renkli boya opsiyonu
içinse 950 TL artı bir ücret
ödemek gerekiyor. Donanım zenginliği
açısından başlangıç seviyesinden
itibaren ihtiyaçlara cevap
verebilen DS3, kardeşi C3’ten
oldukça farklı bir otomobil. Görünüm
konusunda iki model arasında
çok önemli farklılıklar var.
Ön tamponun içine, en sağ ve en
solda olacak şekilde diklemesine
yerleştirilmiş LED gündüz farları
DS3’ün ilk bakışta dikkat çeken
yönü oluyor. Audi modellerinde
karşımıza çıkan devasa hava giriş
tasarımını da kullanan DS3, bu özelliği ile agresif bir görünüme
de bürünüyor.~ Damla formlu farların
bu araçta farklı ve köşeli bir
şekilde yorumlanmış olması da
ona farklı hava katan bir unsur olmuş.
Citroen logosunun çift katlı
krom çıtalarla kullanıldığı araçta
aynı zamanda kaputun üzerinde
de DS’e gönderme yapan
bir logo bulunuyor. Üç kapılı
formu ile profilden bakıldığında
da akıcı bir görünümün yakalanan
DS3, bu bölümde ise alt tarafta
kullandığı metal görünümlü
kaplama ile dinamik bir görüntü
yakalamış durumda. Ön ve arka çamurlukların hafif şişkin
yapısı da bu bölümden bakıldığında
belirgin bir şekilde ortaya
çıkıyor. B sütununun arkasında,
cama doğru girinti yapan köpekbalığı
yüzgeci ise bu otomobilin
ayrıcalıklı görünmesinin
başrol oyuncularından. Arkadan
bakıldığında ise yan yana konumlanmış
çift egzoz çıkışı onun
sadece görünüm açısından dinamik
olmadığını açık bir şekilde
dışarıdakilere hatırlatıyor. Bu bölümde
stop lambalarının çok silik
kalması hoşumuza gitmeyen
bir detay oldu. Kare formlu ve bu
küçük tasarım yerine, biraz daha
heybetli ve tıpkı ön tarafta olduğu
gibi yine birkaç LED ile önemli
farklılıklar yakalanabilirmiş.
Bagaj kapağının üzerinde yer
alan spoylerle yine sportif görünüyor
ama daha iyisi gerçekten de
olabilirdi. Bununla birlikte tavanın
farklı bir renge boyanmış
olması ve bunun kırmızı ile beyazı
bir araya getirmesi keskin bir
güzelliği ortaya çıkarıyor. Bu tip
bir renk uyumu ile onu yollarda
görmemek, fark etmemek pek de
mümkün değil gibi.

Efsaneyi yeniden yorumlayan
Citroen iyi bir iş ortaya çıkardı

Bilindiği gibi Citroen’in efsanevi
modeli DS’in harflerinin Fransızca’daki
okunuşu (dees) aynı
zamanda tanrıça anlamına geliyordu.
~ Bu nedenle tanrıça lakabı
takılan seri; farklı, özgün ve ileri
teknoloji ürünü otomobil arayanların
beğenilen modellerinden
biri olmuştu. Bu ilerici otomobilden
esinlenerek Citroen, yeni
bir DS serisi tasarlamaya karar
verdi ve bu çizginin ortaya çıktığı
ilk model ise, DS3 oldu. Bu modelden
sonra ise bizleri bir üst sınıfta
yer alan ve C4’ün lüks kardeşi
olacak olan DS4 bekliyor. Ne
diyelim, Citroen geçmişe bu şekilde
bir bakış atarak gerçekten
iyi bir iş yaptı ve bizlere de onları
tebrik etmek düşüyor.

Yaşam alanında da sportiflik ön
planda tutulmuş. Fakat burada da
gösterge panelinin üzerine monte
edilen siperlik, sevemediğimiz
bir tasarım oldu. Yerinden çıkacakmış
gibi görünen bu siperlik
biraz kötü bir fikir olmuş. Kişiselleştirme
imkanının çok fazla
olduğu yaşam alanında, gösterge
tablosunun kaplaması, vites topuzu,
renk seçeneklerinde, kullanılan
kumaş malzemelerde ve
bunun gibi birçok detayda değişim
yapma imkanı sunuluyor.
Koltukların kullanım rahatlığı,
sportifliği, ideal sürüş pozisyonunun
bulunması gibi konularda
DS3 beklediğimiz gibi sportif
özellikler gösterdi. Direksiyon
simidinin kalın yapısı, parmak
boşlukları ve üzerindeki metal
kaplama ile beğenimizi kazanan iç mekanda, petek dokulu kaplamalarla
hız efekti yaratılmış.
Ancak açık bir şekilde söylemek
gerekirse, bu yaşam alanının daha
farklı ve daha agresif özelliklere
sahip olmasını bekliyorduk.
Kullanılan müzik sistemiyse, görüntüsü
ile bütün büyüyü bir
anda bozabilecek durumda. Ayrıca
emniyet kemerleri de kendisini
biraz zor topluyor ve bu
kullanım, aynı zamanda kapılar
açılıp kapatılırken, zorluk yaşanmasına
neden oluyor. Yaşam
alanının genişliği açısından üç kapılı
bir otomobilden beklenen
ne varsa veren DS3, sevilen gürültülerin
dışında çok fazla kirlilik
yaşatmayan bir otomobil.

~
Sürüş karakterinde ise öncelikle
süspansiyon sisteminden
söz etmek istiyoruz. Sert ayarlara
sahip olan süspansiyon sistemi
yol tutuş konusunda üzerine
düşeni rahat bir şekilde yerine getiriyor.
Kısa aralıklarla girdiğimiz
virajlarda DS3, güvenlik konusunda
başarılı olduğunu ispatladı.
Sert ayarlar çukurlu yollarda
ise konfordan kaybedilmesine
neden oluyor ama buna da razı
olmak gerekiyor. Kullanımına
daha ilk sürüşten itibaren alıştığımız
DS3, yönlendirme kabiliyeti
açısından da iyi denilebilir ama
daha iyisini hak ediyor. Hafif
boşlukları olan sistem yine gördüklerimiz
arasında en iyilerden
biri. Fren performansı açısından
baktığımızda da DS3 güvenlik
beklentilerini zorlanmadan
karşıladı. Görüş açıları konusunda
arka tarafta biraz problem
yaşadık. Ayrıca profilden bakış
konusunda da biraz sorun olabilir.
Fakat bu tip otomobillerde
bundan daha iyisini beklemek biraz
haksızlık olur. Altı ileri oranlı
manuel şanzımanın kullanımı
da kolay ve rahat. Aynı zamanda
kemikli vites geçişleri ile sportif
kullanımlar sırasında keyif veriyor.
Kullanım açısından kapıların
oldukça geniş açılması arka tarafa
geçişlerin bile kolay olmasını
sağlıyor. Fakat dar parklar sırasında
bu kapıların kullanımı biraz
zor. Arka tarafta sunulan yaşam
alanı beklentileri karşılarken,
285 lt olan bagaj hacmi onun bir
aile otomobili olarak bile kullanılabileceğini
gösteriyor.

BMW ve PSA Grubu’nun birlikte
geliştirdiği 1.6 lt 156 HP güç
üreten turbo motorsa, bu otomobilin
en önemli silahı. Güçlü
benzinli motorla DS3 oldukça
atak bir otomobil olmuş. Yapmış
olduğumuz ölçümlerde ortaya
çıkan 0-100 km/s hızlanmanın
7.5 sn gibi iddialı bir süre içinde
gerçekleşiyor olması, onu
rahatlıkla sportif otomobiller
arasına dahil ediyor. Aynı zamanda,
yüksek devirlere çıkıldığında
motorun canlılığı çok
daha fazla artıyor ve DS3 sanki
nefesi hiç kesilmeyecekmiş gibi
hızlanıyor.

~
Sonuç

Citroen çok akıllıca
bir iş yaptı ve eski
nesil başarısını günümüze
son derece
iddialı bir şekilde taşıdı. Görsel
olarak çok çekici görünen bir otomobil
olan DS3 dikkat çekme konusunda
başarılı bir araç. Farklı
renklerle kombine edilen tasarım,
onu yolların ayrıcalıklı araçlarından
biri yapıyor. Yaşam alanında beklediğimiz
kadar farklılık olmasa bile,
yine de sportif bir etki yakalanıyor.
DS3, eşya gözleri ve büyük bagaj
hacmi ile aile otomobili olarak
bile kullanılabilecek durumda.

+ Performans, görünüm, sürüş rahatlığı,
yol tutuş, direksiyon simidi, farklılaştırma
imkanı, koltuklar, bagaj

– Emniyet kemerleri, görüş açıları, iç
mekan sıradanlığı, gösterge siperliği


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.