Konseptlerin rekabeti

Şanghay, Kyoto, Rio ve bu yıl da
Berlin… Michelin’in eski Tempelhof
Havalimanı’nda düzenlenen ve mühendislerin
şu anda ne kadar ileride
olduklarını gösterdikleri sürekli
mobilite konulu performans şovu
Bibendum’dan bahsediyoruz. Burada
tanıdık ürünlerin dışında birçok yenilik
de vardı. İzlenimlerimiz ise gelişmenin
tüm yönlerde devam ettiği.

Volvo burada, teknolojilerin farklı
şekillerde kombine edilebildiği dizel
plug-in hibridini sergiledi. V60’ın arka
aksa monte edilmiş 50 kW gücündeki
elektrik motoruyla 50 km boyunca
ilerleyebildiği açıklanıyor. Akünün
gücü tükendiğinde ise devreye, 2.4
lt 218 HP’lik (gücünü ön tekerleklere
aktarıyor) 5 silindirli turbo dizel motor
giriyor. Araçta sürücü “pure” yani
sadece elektrikli kullanım, “hybrid” ve
“power” yani tüm güç arasında seçim
yapabiliyor. 12 kWh kapasiteli akü, 230
Voltluk şehir şebekesinde 3 saat içinde
tam olarak şarj olabiliyor. V60 Plug-in-
Hybrid 2012 sonunda piyasaya çıkacak.
Henüz bir fiyat açıklaması yapılmamış
olsa da 45 bin Euro’nun altında olması
beklenmiyor.

Bibendum organizasyonunda Audi,
rüzgar enerjisinin metan üretiminde
kullanıldığı Balanced Mobility adlı
projesini yeniden sergiledi.
Peugeot Berlin’de, EX1 adlı elektrikli
otomobil hız rekoru sahibi prototipiyle
şov yaptı. Bu aracı kullanmak istesem
de mümkün olmadı. Çünkü EX1’in iç
mekanı, boyu maksimum 1.75 m’ye
kadar, ağırlığı ise 75 kg’a kadar olan
sürücüler için tasarlanmıştı.

Tempelhof’ta, elektrikli motorla
donatılmış Formula otomobiliyle oldukça
hızlı turlar attı. Elektrikli binek
otomobillerin yollarda sessizce
ilerlemelerine yeni yeni
alışmaya başladık. Ancak bir
Formula aracının sadece ince
vızıltılarla ufukta kayboluşunu
izlemek alışılmışın dışında
bir tecrübe oldu. Premat’ın
açıklamasına göre sessizlik, güncel
Formula araçlarıyla arasındaki tek
fark: 0-100 km/s hızlanma süresi 3
sn, motor gücü ise GP2 araçlarına
yakın. 2012 yılında bu otomobil Formulec
Yarışları’nda yarışabilir. Ne
yazık ki bu yarışların süreleri, aküler
tükeneceğinden, 25 dakikadan daha
uzun olamıyor.

Alman-Fransız elektrikli minibüsü
mia (seri üretimi 1 Haziran
2011’de başlıyor) da Challenge
Bibendum’daydı. mia’nın ardındaki
isim Murat Günak ise organizasyona
katılmadı. Edindiğim bilgiye göre
Günak, şu sıralar aracın lüks
versiyonu “mia chic” üzerinde
çalışıyor. Yeni versiyonda yeni
malzemeler (karbon olabilir
mi?) ve daha pahalı ekipmanlar
kullanılacak. Durum böyle
olunca mia chic, şimdilik sadece
paraya önem vermeyenlere hitap
edecek.

İsviçreli Walter Janach’ın bir icadı
elektrikli otomobil kavramının nerelere
uzanabileceğini gösteriyor. Janach’ın
UCV (Unique City Vehicle) adlı aracı,
Asya metropollerinde geleceğin ultrahafif
elektrikli aracı olacak. İki adet
strafor koltuk, direksiyon yerine görev
yapan bir çubuk, 0.18 kW’lık bir motor
ve 0.24 kW’lık aküler… UCV’nin daha
fazlasına ihtiyacı yok. Çin’deki pazarlama
faaliyetlerinde işine yarayacağı
düşüncesiyle İsviçreli mucit, kendisine
bir Çin ismi de seçmiş: Ivan Huang…


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.