Tek eksiği dizel motor

Elantra, Hyundai’nin global pazarlarda
en çok sattığı otomobillerden biri.
İlk kez 1990 yılında piyasaya çıkan
otomobilin satış toplamı 7 milyon adedi
bulmuş durumda ve Elantra Kuzey Amerika
ülkelerinde liste başına oynayan bir model.
Test aracımız, Elantra’nın 2011 yılında piyasaya
çıkan 5. kuşağına ait. Özellikle ABD’de
büyük başarılara imza atan Elantra; “Yılın
Otomobili, 2011’in En İyi Yeni Modeli, En İyi
Şehir Aracı, En İyi Kompakt Sedan” ve “2011
Yılının En Ekonomik Aracı ve 2011 Yılının En
Çevreci Otomobili” gibi toplam 18 ödülle de
başarısını kanıtladı.

Dünyanın en hızlı büyüyen otomotiv firması
unvanına sahip olan Hyundai’nin BMW’den
transfer ettiği Dizayn Şefi Christopher Chapman,
Hyundai modellerinde gerçekten çok
iyi işler çıkarıyor. Tüm modellerde sportif
çizgilere bürünen tasarımlar, dinamizmin
dışında gayet yüksek bir kalite ve prestij hissi
de veriyor. Bu saptama tabi ki Hyundai Elantra
için de geçerli. Tamam, tasarımın küçük kardeşi
Accent Blue’yu biraz hatırlattığını söyleyebiliriz
ama Elantra’nın çizgileri çok daha
hareketli ve akıcı. Ayrıca farklı eğimlere sahip
yüzeylerin oluşturduğu kontrastlar da daha
fazla kullanılmış. Yeni altıgen ızgaranın çok
belirgin bir şekilde kullanıldığı otomobilin
burnu, far tasarımı ve alçak ön kaput yapısıyla
gayet sportif bir etki bırakıyor. Izgaranın alt
kısmındaki çıtaların yapısı gülümsemeyi andırırken,
burnun agresifliğiyle birleştiğinde
muzip bir sırıtmaya dönüşüyor.

Siluette ise
çıkıntılı çamurluklar, kapı kolları hizasındaki
belirgin ütü izi, arka çamurluğun ortasına kadar
sivri bir girinti yapan stoplar, dalga formlu
cam çizgisi ve arkaya doğru tatlı bir bombeyle
alçalan tavan da aracın dinamizm ve sportiflik
iddialarını destekliyor. ~Arka kısımda difüzör,
spoyler görünümlü yükselen bagaj kapağı ve
gövdeye doğru uzanan arka stop grubu kalite
hissi ve sportif karakteri bir arada sunuyor.
Coupeleri andıran bu tasarımın diğer bir
avantajıysa 0.28 cW’lik düşük hava sürtünme
katsayısı.

Karoserdeki organik denilebilecek kadar
akıcı çizgiler ve yüksek kalite hissi iç mekanda
da aynen devam ettirilmiş. Örneğin
kokpitin üst kısmında kullanılan plastiğin
kalitesi daha üst sınıfları aratmıyor. Kullanılan
metal ve metal görünümlü yüzeyler, iki
renkli tasarım ve alüminyum pedallar, kalite
hissini artırmanın dışında sportiflik etkisine
de katkıda bulunuyor. Neredeyse hiç keskin
köşe bulunmayan iç mekanda orta konsolun
üst ve orta kısımlarında beşgen formlu iki
yapı bulunuyor. Bunlardan üst kısımda olanı
kaliteli bir müzik sistemi (USB, iPod ve AUX
bağlantıları da var) alt kısımdakiyse otomatik
klimanın kontrol grubu.

Hyundai’nin artık tüm modellerinde kullanmaya
başladığı mavi renkli gösterge aydınlatmasına
burada da rastlıyoruz. Krom
çerçeveli derin yuvaların içine yerleştirilen iki
yuvarlak (hız ve devir) göstergesiyle bunların arasındaki dijital grup çok rahat takip ediliyor.
Ele iyi oturan dört kollu direksiyon simidinin
üzerindeki çok sayıda düğme, alışıldıktan
sonra rahatça kullanılabiliyor.

Ön koltuklar vücudu yeterince destekliyor
ve gayet yüksek bir konfor sunuyor. İdeal
sürüş pozisyonu da rahatlıkla bulunabiliyor.
Elantra’nın iç mekandaki en güçlü özelliğiyse
arka koltuklarında sunduğu çok geniş alan.
Arka koltuklar çok iyi şekillendirilmemiş, baş
(coupeleri andıran yapıya rağmen) ve özellikle
de diz mesafeleri gayet bonkör. ~Test aracımızda
bulunan anahtarsız çalıştırma sistemi ve
monitörü iç aynada olan geri görüş kamerası,
kullanımı çok kolaylaştıran detaylar. 485 lt’lik
bagaj hacmiyse devasa olmasa da Elantra’yı aile
kullanımı için de uygun bir otomobil haline
getiriyor. Eşya gözlerinin sayısı ile beklentileri
karşılayan araçta, birçok kullanışlı kapaklı göz
bu hoş tasarıma entegre edilmiş. Kapı içlerinin
yapısı ve kullanılan malzemeler tatmin edici.

Kullanım, güvenlik

Markanın atakları tasarım ve kalite hissi gibi
görsel unsurlarla sınırlı değil. Gerçekten de
Elantra, sürüş özellikleri, konfor ve güvenlik
konularında da hatırı sayılır ilerlemeler kaydetmiş
bir Hyundai modeli. Uzun dingil mesafesi
ve büyüyen boyutlarıyla dengeli ve güvenli
sürüş özellikleri sunan
otomobil, McPherson
ön ve çift torsiyon çubuklu
arka süspansiyon sayesinde
hassas ve kontrollü
bir yönlendirme kabiliyetine
sahip. Diğer taraftan
direksiyon, yüksek hızlarda
biraz daha sertleşebilse
daha iyi olabilirmiş. Süspansiyon genelde
konforlu ama kısa zemin darbeleri iç mekana
biraz fazla sert yansıyor.

6 ileri otomatik şanzıman
ise hem şehir içinde, hem de şehirler
arası yollarda gayet konforlu bir çalışma karakteri
sunuyor. Marş düğmesiyle çalıştırılan
motor sessiz yapısını genel olarak koruyor.
Elantra’nın yol tutuş ve konfor özellikleri çok
iyi dengelenmiş. Elantra’da sürücü, yolcu, yan
ve perde havayastıklarıyla beraber, ABS, ESP,
BAS (Fren destek sistemi), VSM (Araç stabilite
yönetim programı) ESP, otomatik kilitlenen
ve kaza anında otomatik açılan kapı kilitleri,
soğutmalı fren diskleri, aktif gergili emniyet
kemerleri standart olarak sunuluyor. Arkaya
doğru yükselen omuz çizgisi nedeniyle
geri görüş açıları kısıtlı olan Elantra’da, aynaya
entegre edilmiş ekrana sahip geri görüş kamerası,
manevraları gerçekten kolaylaştırıyor.


~Motor / şanzıman özellikleri

Elantra’da 1.6 lt hacimli 132 HP güç ve 158
Nm tork üreten yeni nesil Gamma Serisi bir
benzinli motor görev yapıyor. Motorla başarılı
bir uyum yakalayan otomatik şanzımanın
vites yolları biraz karmaşık görünse de buna
kısa sürede alışılıyor. Şu anda satışta olan
1.6 litrelik atmosferik motorlar içerisinde en
güçlülerden biri olan D-CVVT ünite Euro5
emisyon normunu karşılıyor. Otomatik şanzımanlı
konuğumuz, test boyunca katettiğimiz
1000 km’den fazla mesafeyi ortalama 8.1
lt/100 km’lik yakıt tüketimiyle kapattı. Ancak
burada, bu mesafenin çok büyük bir kısmının
sıkışık şehir içi trafiğinde geçtiğini ve bunun
tüketimi artırdığını hatırlatmamız gerekiyor.
Uzun seyahatler ve otoyol kullanımlarında rakamı
6 lt civarına çekmek mümkün. Otomatik
şanzımanlı test aracımız 0-100 km/s’yi 11.8
sn’de gerçekleştirdi.


Cebe seslenen unsurlar

Eğer bir Elantra satın almaya karar verdiyseniz
motor seçeneklerini fazla düşünmenize
gerek yok. Çünkü Türkiye pazarında sadece
1.6 lt’lik benzinli motorla satılıyor. Yani sadece
donanım listesine ve otomatik ya da manuel
şanzıman seçeneklerine odaklanmanız yeterli.
Araçta Mode Plus ve Prime Plus adlı donanım
seçenekleri bulunuyor.

Mode Plus manuel
ve otomatik, Prime Plus
paketi ise sadece otomatik
şanzımanla kombine
ediliyor. Elantra 1.6 Mode
Plus’ın fiyatı manuel şanzımanla
42 bin 900 TL, otomatik
şanzımanla ise 45
bin 900 TL olarak açıklanıyor. Sadece otomatik
şanzımanlı olarak satılan Prime Plus’ta ise
fiyatlar 51 bin 350 TL’den başlıyor. Test aracımız
gibi bir benzinli-otomatik araç arıyor,
zengin donanım ve yüksek konfor istiyorsanız
Elantra 1.6 CVVT Prime Plus gerçekten iyi bir
seçenek olacaktır. Ancak burada, yoğun şehir
içi trafiğinde 8 lt’nin biraz üzerindeki tüketim
rakamlarını göze almanız gerekecek.

Dizel
motor seçeneğinin olmamasıysa Elantra’nın
ülkemizde çok daha yüksek satış rakamlarına
ulaşmasını engelleyen bir seçim olmuş. “5
Yıl Garantili Ultra Servis” programı ile satılıyor
olmasıysa Elantra için önemli bir avantaj.
Bu servis programı çençevesinde; 5 Yıl Üretici
Mekanik Garantisi ve Ücretsiz Yol Yardım
Hizmeti’nin yanı sıra, 5 yıl boyunca her
yıl bir defa Hyundai Yetkili Servisleri’nde ücretsiz
check-up hizmeti de veriliyor.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.