Jürgen Pützschler “teker-leklerin ne yaptığını her an hissetmelisin” diyor. Ancak bu mühendis yeni Focus’u, virajlarda bana göre biraz fazla hızlı kullanıyor, virajları dik açıyla almaya çalışıyor, bozuk zemin pistinde gereğinden hızlı gidiyor ve tüm bunları yaparken benimle gevezelik etmeye de zaman buluyor. Ford’un sürüş dinamikleri grubunun yöneticisi olan Pützschler’in bu otomobili bebeği gibi gördüğünü de hemen hissediyorsunuz. Ford’un Belçika-Lommel’deki test merkezi, maksimum hız pistleri, dairesel pistler, akla gelebilecek her türlü yol koşulunun canlandırıldığı sürüş özellikleri parkurlarıyla devasa bir macera parkı gibi. Yeni Focus’un süspansiyon sisteminin ince ayarları işte buradaki testler ışığında yapılıyor. Devasa ızgarası, genişletilmiş çamurlukları ve yükselen omuz çizgisiyle yeni Focus görsel olarak bugüne kadar olduğundan çok daha cesur bir etki bırakıyor. Aynı cesaret iç mekanda da devam ediyor: Hareketli çizgilere sahip kokpit, birçok rakibinin tasarımlarını ağırbaşlı olarak görmenize neden olacak. İç mekan orantıları gayet iyi ama genişlik güncel versiyondan çok da fazla değil. Bilindiği gibi Focus’un ilk iki neslinin en güçlü yönleri birinci sınıf sürüş dinamikleriydi. Yeni modelde bunun devam etmesi gerekiyor ama daha atak ve daha sportif olarak. Pützschler ise bir ekleme daha yapıyor: “Ayrıca daha konforlu da olacak.” ~Yürüyen aksamın ana yapısında bir değişiklik yok: Önde Mc Pherson, arkada çok bağlantılı salıncak. Ancak arka süspansiyon elden geçirilmiş, iz açıklıkları artırılmış, yataklar, bağlantılar ve amortisörler değiştirilmiş. Elektrikli servo direksiyon ise tamamen yeni: Öncüsünde elektrohidrolik sistem kullanılıyordu. Pützschler, direksiyonda maksimum geri bildirim ve yüksek bir hassasiyet hedeflediklerini söylüyor. Ön yolcu koltuğundan algılayabildiğimiz kadarıyla mühendisler hedeflerine ulaşmışlar. Focus virajlara gayet temiz ve zorlanmadan giriyor, yola sakin ve dengeli bir şekilde oturuyor. Hemde kötü zemin şartlarına rağmen… Motor konusunda ise Ford, elden geçirdiği dizeller (1.6 lt 95HP, 1.6 lt 115 HP, 2.0 lt 115 HP,2.0 lt 140 HP ve 2.0 lt 163 HP) ile turbo beslemeli ve direkt enjeksiyonlu yeni benzinli motoruna (Ecoboost) güveniyor. Standart benzinli motorların (1.6 lt105/125 HP) üzerinde konumlanan 1.6 lt’lik Ecoboost makinenin150 HP ve 182 HP’lik iki versiyonu bulunuyor. Sportif topmodel Focus ST (250 HP) ise 2012 yılının başında piyasaya çıkacak. Ford mühendisleri, şerit takip asistanı, radar destekli kaza önleme sistemi, trafik işareti tanıma sistemi ve park asistanının da aralarına dahil olduğu toplam sayıları 16’yı bulan yardımcı sistemleriyle de gurur duyuyor. Almanya pazarında yeni Focus, 2011 mart ayında 5 kapılı karoserle start alacak. ~Station versiyon Turnier ise mayıs ayında aileye katılacak. İstanbul Auto SHOW’da tanıtılan sedan versiyonun ise 2011 sonlarında Türkiye pazarına gelmesi bekleniyor. Fiyatlar henüz belli olmasa da, güncel Focus’a göre biraz yükselip 100HP’lik baz versiyonda Avrupa fiyatlarının 16 bin 750 Euro civarından başlaması mümkün.
SONUÇ
Yeni Focus iddialı bir görünüme sahip. Hatları heyecan verici, dizaynı dikkat çekici ve kendine güvenen bir hava veriyor. Ayrıca en azından öncüsü kadar atak bir otomobil. Turbo beslemeli Eco-boost motorun da dahil olduğu birçok modern donanım da yeni Focus’u çekici kılıyor. Durum böyle olunca bizler de, en önemli rakibi VW Golf’e meydan okuyacağı ilk karşılaştırmayı merakla bekliyoruz.
Yorum yazın