Sınıfın iri cüsseli çocuğu

Geçirdiği makyajla birlikle Q7, iddiasını
bir adım daha ileri götürmüş.
Dar cam yüzeyleri ve bol geçişli tasarımla
öne çıkan siluet, arkada son
derece etkileyici bir omuz çizgisiyle
tamamlanmış. Adaptif far sistemi
de araçtaki önemli yeniliklerden
biri. 5 metreyi aşan boyu ve 2 metreye
yaklaşan genişliği ise hantalmış
gibi algılanmasına neden oluyor.
Makyaj, Q7’nin, daha güzel bakışlara
sahip olmasını sağlamış.

3.0 TDI, 4.2 FSI ve V12 TDI motor
seçenekleri bulunan Q7’nin satış
fiyatı 103 bin 244 Euro’dan başlıyor.
3.0 lt’lik TDI, motor seçeneklerinin
en küçüğü ama 240 HP’lik gücü
ve 550 Nm’lik torkuyla küçük veya
zayıf demek imkansız.

Kaliteli ve elit bir yaşam alanının
sunulduğu Q7’nin içi her yerde çok
geniş. Sürücü ve yolcu koltuğunun
arasındaki büyük ve kalın orta konsola
rağmen genişlik hala fazla.

Q7, ticari araçlara bile kafa tutabilecek
bir bagaj hacmine sahip.
Lüks semtlerde boy göstermesine
alıştığımız Q7’nin iç mekanı, bu şaşalı
yaşamın izlerini iç mekanına da
taşımış. İç mekanın tek garipsediğimiz
yanı ise biraz karanlık olması
oldu. Kumanda elemanlarının
kullanımı ile ilgili bir sıkıntı yaşamadığımız
Q7 sessizlik konusunda
da son derece başarılı. Kaliteli bir
müzik sisteminin sunulduğu kokpitte,
göstergelerin kullanımı da çok
kolay. Q7’nin koltuk kalitesi de dikkat
çekici: Uzun yolculuklar sırasında
koltuklar ev konforunu aratmadı.

Makyala birlikte motorların çevre
ve tüketimlerinde önemli iyileştirmeler
yapılmış. Test aracımızın 3.0
lt TDI motoru da bu iyileştirmeden
nasibini almış: Fabrika verisi olan 9.1
lt/100 km’lik tüketime testte de oldukça
yaklaşması, gücünün yanında
motorun artık tutumlu olduğunu
da kanıtlıyor. Q7 boyutlarında bir için
bu rakam kesinlikle etkileyici.

Ağırlığı 2.5 ton civarında olan Q7,
hızlı vites değiştiren otomatik şanzımanı
sayesinde performans beklentilerini
rahatlıkla karşılıyor 0-
100 km/s hızlanma süresi 8.4 sn.
Ayağınız gaz pedalının üzerinde olduğu
süre boyunca Q7 hızlanma taleplerine
asla hayır demiyor ve alt
devirlerde bile güçsüzlük hissettirmiyor.
İzinden hiç ayrılmaması ve
kusursuza yakın direksiyonu da
Q7’nin sevdiğimiz yanlarından oldu.

Q7, en olumsuz eleştirimizi yine
fren performansından aldı. Günümüz
otomobillerinin çoğunluğunun
38 m ve altında mesafelere imza attığı
bir dönemde Q7’nin bu rakamın
uzağında kalması garip kaçıyor.

Asfalttaki başarının bir benzerini
Q7, arazide de sunabilecek yeteneklere
sahip. Ancak bu aracı arazide
ilerlerken görebilme şansınızın çok
düşük olduğunu da söylememiz gerekiyor.
Çünkü birçok elit SUV gibi
Q7’nin de doğal yaşam alanı zengin
bulvarlar.

Sonuç

Audi Q7 heybetli bir araç. Asfalt üzerinde bir
tank gibi ilerleyen Q7, makyaj operasyonu ile
daha yakışıklı, daha ekonomik, daha güçlü ve
daha çevreci bir araç haline gelmiş. Eğer bütçenizi
bu seviyelere kadar çıkarma şansınız
varsa, Q7’yi hemen gündeminize almanızı ve
sahip olmak için elinizden geleni yapmanızı
tavsiye ederiz. Ama bizler gibi 4-5 günlük
kullanımın ardından ayrılmayı planlıyorsanız,
bu hiç kolay olmayacak, bunu da bilin…


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.