Üçüncü nesliyle Türkiye’de

Toyota Prius ile ilgili bizim asıl konumuz
test. Bu çevreci ve teknoloji
şovu yapan otomobile sadece bir otomobil
gözüyle baktığımız zaman
onun başarılı olduğuna karar verdik.
Lüks sınıfta çok rahatlıkla yer alabilecek
özelliklere sahip olan Prius,
D segmentinde kendisine çok önemli
bir yer edinebilecek özellikleri
sunuyor. Görünümü, iç mekan
özellikleri, ferahlığı, kalitesi ve bunun
gibi detayları ile göz dolduran
Prius için keşke hibrid sisteminin olmadığı
bir versiyonu da olabilse
diye düşündük. Düşünsenize D segmentinde
bu kadar iddialı görünen
ve iddialı özellikleri olan Prius’u
kim satın almak istemez?

Üçüncü nesli ile görünüm konusunda
en çekici halini alan Prius,
özellikle profil ve arka taraftaki keskin
hatları ile son derece çekici,
kışkırtıcı ve elit görünmeyi başarıyor.
Yani sözün özünde Prius teknoloji
kozlarını oynamadan bile rakiplerinin
büyük bir bölümünün önünde
yer almayı biliyor.

İç mekan konusunda da Prius
son derece iddialı. Elit ve karizmatik
görünen bir tasarıma sahip olan
iç mekan aynı zamanda son derece
ferah ve geniş. Arkası boş duran orta
konsol tasarımını diğer markalarda
olduğu gibi bu otomobilde de pek sevemedik.
Bu tasarım belki yer kazanılması
belki kolay kullanım adına
yapılıyor ama bize göre bundan
biraz hızlı bir şekilde vazgeçmekte
yarar var. Bu bölüm sürücü ve yolcu
arasına bir bıçak gibi girerken, ortaya
sıkıntı veren bir durumun çıkmasına
neden oluyor. Altında ayrılan
eşya gözü de hesaplandığı gibi
pratik bir şekilde kullanılmıyor.

İç mekana üçüncü nesli ile birlikte
sihirli bir değnek dokunmuş gibi.
Abartılı hibrid çalışma sistemini
gösteren ekrandan bile vazgeçilmiş.
Büyük bir ekran yerine bu sistem
orta konsolun üzerinde yer alan ve
gösterge paneliyle bütünleşen bir ekranda
yer alıyor.

Uzunluğu 15 mm artarak 4460
mm’ye, genişliği 20 mm artarak
1745 mm’ye ulaşan otomobilin aerodinamik
verimliliğini artırmak
için, 1490 mm’de sabit tutulan yükseliğe
karşın tavanın en yüksek
noktasının 100 mm arkaya doğru
alınması sayesinde arkadaki yolculara
sunulan baş mesafesi 15 mm artırılmış.
Bu otomobilin sürüşü konusunda
en önemli negatifliği sahip
olduğu teknolojisi getiriyor. 1.8 lt’lik
güçlü bir benzinli motora sahip olan
araçta aynı zamanda benzinli motor
tarafından şarj edilen elektrikli bir
motor yer alıyor. Hybrid Synergy Drive
adı verilen bu sistem bilindiği gibi
ülkemizde de artık hibrid adıyla yer
etmiş durumda. Fakat bu sistemin
çalışma şekli, şarj durumu ve yakıt
tüketimi gibi detayları sürüş sırasında
takip etmeye çalışmak önemli
bir güvenlik problemini doğuruyor.
Elbette alışkanlık kazanılmasının
ardından bu sorun ortadan kalkıyor
ama ilk kullanımlar sırasında araç
içindekiler gözlerini uzun bir süre
gösterge panelinden ayıramıyor hep
burayı takip ediyor.

Sonuç

Prius üçüncü nesli ile son derece iddialı bir
otomobil olmayı başardı. Teknolojik özellikleri
olmadan bile büyük ilgi gören Prius, sahip olduğu
hibrid sistem ile bu sınıfın devrimcilerinden
biri. Yeni nesil yüksek hacimli motoru
ise maalesef ülkemiz pazarına ilk kez giren
otomobilin fiyatının son derece yüksek
olmasına neden oldu. Şık görünen detayları,
çekici özellikleri, geniş kullanım ve yaşam
alanları ile Prius yolların keyiflilerind


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.