Güney Koreli üretici Kia, geçtiğimiz yıllarda Türkiye pazarında yakaladığı çıkışını SUV serisine borçlu. İlk olarak Sorento, daha sonra da Sportage bu segmentte gerek satış adetleriyle, gerekse de ürün özellikleriyle, Kia marka imajını önemli noktalara taşımışlardı. Şimdi ise hem Sorento, hem de Sportage yenilenerek daha modern ve çağdaş görünüme kavuştular. Özellikle kompakt SUV segmentinin iddialı modellerinden biri haline gelmesi beklenen Sportage, yenilenen tasarımı ve görünümüyle şimdi çok daha Avrupalı. Sportage’ın artık Kuga, Tiguan gibi batılı modellerle rekabete artık çok daha yakın olduğunu vurgulamamız gerekiyor, sadece tasarımıyla değil, fiyatıyla da… Sportage, bütünüyle Avrupa’daki (Almanya) Kia ar-ge ve ürün geliştirme bölümünün bir eseri, tasarımdaki imza ise daha önce Audi TT ve VW New Beetle gibi kült modellerin mimarı Peter Schreyer’e ait. Tasarımın yanı sıra Sportage’ın, Avrupa pazarının ihtiyaç ve beklentilerine cevap verecek şekilde geliştirildiğini de belirtmek gerekiyor. Motor ve şanzıman seçenekleri, aracın dinamik özellikleri ve ayarları Avrupa pazarı şartlarına göre yapılmış. Ancak tüm bunların da ötesinde, Sportage’ın Avrupa pazarları için Avrupa’da (Slovakya) üretileceği olgusu, herhalde pazardaki Avrupalı algısı açısından çok daha etkili olacaktır. Türkiye’ye Kia Sportage modelleri ilk etapta 2.0 litre, 136 HP gücünde dizel motor ve altı ileri oranlı otomatik vites kutusuyla donatılmış olarak ithal ediliyor. ~Bu motor ve şanzıman donanımıylada Sportage’ın fiyatı, biraz da rekabetin de üzerinde seyreden, 83bin TL’ye (42.500 Euro + 1.147 TL) kadar uzanıyor. 2.0 litre dizel motor ve otomatik şanzımanlı rakiplerinden Ford Kuga’nın fiyatının 73 bin TL’den, 184 HP’lik güçlü dizel motora ve daha sportif bir tasarıma sahip kuzeni Hyundai ix35’in fiyatının ise 82 binTL’den başladığını düşününce, Sportage’ın fiyat seviyesiyle de iddialı olduğu görülüyor. Hele de bu kuzenlerin bir önceki nesillerinde (Sportage ve Tucson) fiyat seviyesinin 60 bin TL civarında olduğunu düşününce, yenilenen nesille birlikte Koreli kuzenlerin prim yaptığını söylemek bile mümkün. Ama fiyat konusunda, hemen şu ilave bilgiyi de vermek gerekiyor; Eylül ayında Sportage’ın, 1.6 lt hacimli, direkt benzin püskürtmeli, 140 HP’lik bir versiyonu daha pazara sunulacak. Sadece manuel vites kutusuna ve iki tekerlekten çekişe sahip olacak bu versiyon için Kia yöneticileri şimdiden, 49 bin TL’lik bir fiyat seviyesi tespit etmişler. Bu fiyat ve motorla Sportage, bu kez Nissan Qashqai ve belki de Peugeot 3008 benzeri Crossoverların pazarına gözünü dikecek. Bu kadar tasarımcıdan ve ar-ge’den bahsetmişken, aracın tasarımından bahsetmeden geçmeyelim. Yeni Kia Sportage, önde, tıpkı yeni Sorento’da gördüğümüz, çatık kaşları andıran farlara ve hemen far altında da LED gündüz farlarına sahip. Kama şekilli radyatör ızgarası, ön tampon altındaki incelen çizgiler ve ilginç tasarımlı sis farları, Sportage’a şehirli havası vermekte oldukça başarılı. ~Arka tasarım özgün olmasına rağmen, yine de bir Ford Kuga izlenimi vermekten de geri kalmıyor, hatta zorlarsanız, bu bölgede hafif bir Tiguan lezzeti yakalamak bile mümkün. Yüksek bagaj kapağı, bolca metal ve az miktarda cam alanı arka bölümün karakteristik özelliği. Bu, geniş bagaj hacmi anlamına geliyor (564lt), ancak sürüşlerimiz sırasında, salt bu küçük camdan ötürü geri görüşün oldukça kısıtlı olduğunuda fark ettik. Geri görüş kameralı park destek sistemi bu noktada hemen imdada yetişiyor. Dış tasarımdaki Avrupalı havası iç mekanda da devam ediyor. Audi tarzı kırmızı aydınlatmalı gösterge paneli ve kokpit oldukça şık tasarlanmış. Hız göstergesi çok büyük, rakamlar çok iri ve rahat okunuyor. Ayrıca panel içerisindeki, kırmızı aydınlatmalı bilgi ekranı da kullanışlı. Anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemi de lüks bir ayrıntı. Havalandırma ve müzik sisteminin tasarımı ve sunumu da yeterince başarılı. Her ne kadar bir önceki nesle göre daha uzun ve daha geniş olsada, iç mekandaki genişlikler ancak yeterli olabiliyor. Bodrum bölgesinde gerçekleştirdiğimiz test sürüşlerinde, Sportage’ın konforlu ve sessiz bir sürüş istikrarına sahip olduğunu gördük. Tiptronik özelliğine de sahip olan, 6 ileri oranlı yeni otomatik vites kutusunun vites geçişleri sessiz ve hızlı, tepkileride yerli yerinde. Ancak 136 HP’lik, 2.0 litrelik dizel motor, anlık güç isteklerine hızlı cevap veremiyor, şanzıman iki vites birden düşürse bile ara hızlanmalar ve yüksek hızda sollamalarda, 319Nm’lik torka rağmen, güç eksikliği hissettiriyor. 180 km/s’lik son sürat yeterli ama 12.1 sn’lik 0-100 km/s hızlanma performansı için aynı şeyleri söyleyemeyeceğiz. ~Keşke kuzeni ix35’in,184 HP’lik güçlü motorunu, Spor-tage üzerinde de görebilseydik. Sportage’ın asfalt üzerindeki dinamik özellikleri yeterli. Sportage’ı arazide kullanma şansı bulamadık ama diferansiyel kilidi, yokuş iniş fren destek sistemi DBC, yokuş kalkış sistemi HAC gibi sistemlerin düğmelerini kok-pit üzerinde gördük. Bu sistemlerin varlığı, bu aracın arazi şartlarında da başarılı bir dinamiğe sahip olabileceğinin habercisi. Tabii ki bunu görebilmek için kapsamlı test sürüşlerini beklemek gerekecek.
Brisa, Türkiye’de bir ilke daha imza attı
Hizmet ilk olarak İstanbul için geçerli olacak
Bir yanıt yazın