Her şey yukarıda başlıyor

Acı ama gerçek: Zenginler
daha güvenli yolculuk yapıyor.
Bunun nedeni ise son
derece basit: Sistemlerinin arge
çalışmaları yüksek maliyetli
ve bu maliyet ancak üst sınıf
araçların yüksek fiyat etiketleri
ile karşılanabiliyor. Lüks sınıf
müşterilerini, konu güvenlik
olunca genelde maliyetleri rahatlıkla
ikinci plana atabilenler
oluşturuyor. Lüks sınıfta kullanıma
geçtikten aylar, hatta
yıllar sonra bu sistemler daha
alt sınıflarda da kendilerine yer
bulmaya başlıyor. Her ne kadar
günümüzde yardımcı sistemler
artık kompakt ve orta sınıfta yer
alıyor olsa da, asıl doğum yerleri
her zaman üst sınıf oluyor.

Üst sınıfta doğmanın getirisi
seçeneklerin de artıyor olması.
Sistemlerin kullanışlılığı ise
genelde ikinci sırada yer alıyor.
Bunun nedeni ise üreticilerin
çetin rekabet koşulları altında
sürekli önde olabilme çabası.
Bu rekabet ortamında sadece
Ferrari, Aston Martin, Lamborghini
veya Maserati gibi egzotik
markalar bu son teknoloji sistemleri
kullanmama lüksüne
sahipler.

Üreticiler için pazarın yoğun
baskısı, elektronik sistemlerin
artmasında önemli bir etken.
Tam bir elektronik üssü olarak
kabul edilen yeni Audi A8 bile
kısa bir süre sonra eskimiş olarak
sınıflandırılabiliyor, çünkü
head-up gösterge veya park asistanı
henüz sunulmuyor. Buna
karşın küçük kardeşi A6’da ise
müşteriler opsiyonel olarak iki
donanımı da seçebiliyor.

Söz konusu yardımcı asistanlar
olduğunda Mercedes’in lüks
markası Maybach ise tam bir
klasik olarak karşımıza çıkıyor.
Maybach şu an, S Serisi’nin
bir önceki neslinin teknolojik
sistemlerini kullanıyor. Petrol şeyhlerinin bu nedenle bir takım
teknolojik yeniliklerden
feragat etmesi gerekiyor. Bu
nedenle zenginler, şoförlerine
güvenmek zorunda kalmaya
devam edecek.

Şoförlü araç kullanımının bir
diğer artısı ise bazı sistemlerinin
yapamadığını salt tecrübeleri
ile yapabiliyor olmaları.
Lisansör dergimiz Auto Bild,
gerçekleştirdiği bir araştırmada
trafik işaretlerini tanıyan sistemlerinin
zayıf kaldığını tespit
etmişti. Ayrıca diğer sistemlerin
de zaman zaman fayda sağlamaktan
çok, sürücünün işine
karışarak, istemeyerek de olsa
sorun yarattıkları da gözlemlendi.
Tüm bunları göz önüne
alarak, yardımcı sistemleri
satın alma konusunda tekrar
düşünmekte fayda olduğunu
belirtmek istiyoruz. Neticede
her elektronik yardımcının kusursuz
çıkması beklenmemeli.

Mesafe takip sistemi

Radar sistemi kendi şeridinde önde akan trafiği takip
ediyor. Hız sınırlayıcı sistem hem motor hem de frene
etki ederek öndeki araç ile mesafenin azalmamasına
dikkat ediyor. Bazı sistemler ise acil durumlarda panik
fren yapıyor.

Dinamik sürüş farı

Sistemin merceği ışığı sürüş pozisyonuna göre yayarak
ayarlıyor. Yardımcı sistem aracın hıza göre aracın otoyol,
şehir içi veya otobanda olduğunu tespit ediyor. Birçok
sistem virajları aydınlatırken, bazıları ise sis ve yağmur
gibi kötü hava şartlarını da algılıyor.

Şehir içi acil fren

6 metre menzile sahip bir lazer 30 km/s hıza kadar hem
öndeki aracı, hem de sabit nesneleri algılıyor. Otomobil
acil durumlarda otomatik olarak kendisi fren yapıyor. Şu
ana kadar sistem sadece Volvo’nun S, V ve XC60 modellerinde,
bir de Ford Focus’ta kullanılıyor.

Uzun far asistanı



İç dikiz aynasının yuvasındaki kamera, karşı yöndeki
araçların ve aydınlatılmış yolların ışığını algılıyor. Farlar
bu sayede otomatik olarak uzun huzmeden kısaya geçiş
yapıyor. VW uzun far sistemini kullanıyor. Bu sayede parlak
ışıklar gözleri etkilemeden maske görevi üstleniyor.


Head-Up gösterge

Hız, navigasyondan gelen yol ve yönlendirme bilgileriyle
önceden tanımlanan levhaları bir projektör ile ön cama
aktarıyor. Sistemin amacı ise tıpkı savaş uçağı pilotları
gibi, sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan bilgilere
ulaşabilmesi.

Yorgunluk asistanı



Mercedes E Serisi’nde bu yardımcı, standart donanımda
yer alıyor. Sistem sürücüyü hem işitsel hem de görsel
(gösterge panelindeki kahve fincanı sembolü) olarak
uyarıyor. Sistem ayrıca sürüş süresi ve tipik sürücü hareketlerinin
dışına çıkıldığında da devreye giriyor.

Park yardımcısı



Geri geri park etmek gayet zordur. Özellikle de aracın
boyu 5 m’nin üzerindeyse. Böyle bir asistan işleri daha
da pratik hale getirecektir. Sensörler park yerini tespit
ederken, otomobil direksiyon dahil tüm manevraları
yapıp kendi başına park ediyor.

Şerit takip sistemi

Kamera veya kızılötesi ışınlar, yoldaki şeritleri ve yol
kenarlarını tespit ediyor. Sürücü olası bir şerit dışına
kayma eğilimine giriyorsa işitsel veya titreşimle uyarılıyor.
Bazı sistemler ise kısa süreliğine direksiyona da
müdahale edip otomobili tekrar şeride alıyor.


Ölü nokta sistemi

Ölü noktaya hayat geliyor: Arkadan ve yan şeritten bir
araç size yaklaşıyor ise kamera, radar veya lazer ile tespit
ediliyor. Sistem sürücüyü sinyal verip şerit değiştirme
işlemine başlamadan önce hem ışık ile hem de sesli olarak
uyarıyor.

Kaza etkilerini azaltma

Panik fren ve şerit değiştirme: Bu
tür durumlarda otomobil olası
bir kazayı önceden belirleyerek
emniyet kemerini sıkılaştırıp
camları kapatıyor. Bazı markalarda,
örneğin Mercedes’in Pre
Safe gibi sistemleri sayesinde
frene de müdahale ediyor (resimde
görüldüğü gibi).


Levha tanıma sistemi

Kamera sürücüye hız sınırlarını ve sollama yasaklarını
bildiriyor. Kulağa hoş gelse de pratikte vasatı aşamıyor.
Lisansör dergimiz Auto Bild’in daha önce yapmış olduğu
bir testte genelde levhaların çok geç, yanlış ve hatta hiç
tespit edilemediği ortaya çıktı.


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.