Bir Porsche her zaman yüksek devir sever. Yani devir ibresinin kırmızıya yakın kısımlarını… Gerçekten bir 911’in boxer motoru, 7000 d/d’nin üzerinde çalışırken kendisini rahat hisseder. İşte bu özellik, Porsche’leri harika otomobiller haline getirir. Ancak bir GT3 R gerçekten hızlandığında 7000 d/d sınırı hiçbir şey değil. Çünkü hibrid sistemde görev yapan volan dakikada 40.000 (!) devir çeviriyor.Tamam, bu abartılı rakam 6 silindirli boxer motorun volan devri değil, hibrid sistemin en önemli unsuru olan modülün içindeki depolayıcı volanın hareket hızı. Aslına bakılırsa bu depolayıcı volan, dev boyutlu bir elektrik motoru jeneratör ünitesi. Bu ünite ise manyetize edilmiş plastik bir rotor ve bir merkez bobininden oluşuyor. Herhangi bir patlamayı engellemek için mühendisler, üniteyi karbon-fiber ile güçlendirilmiş plastik bir kapakla korumuşlar. Bulaşık makinelerinin merdanelerine yakın boyuttaki bu ileri teknoloji ürünü silindir, fren yapılırken ortaya çıkan enerjiyi, dönmeye başlayarak topluyor ve gerektiğinde elektrik motorlarını çalıştıracak olan elektriğe dönüştürüyor. Depolayıcı volanın depoladığı maksimum enerji, ön tekerleklere entegre edilen elektrik motorlarının 6-8 saniye boyunca fazladan 162 HP güç üretmesine yetiyor. Otomobilin 4.0 lt 480 HP’lik boxer motoruyla birleştiğinde Porsche GT3 R Hybrid’in sistem gücü 642 HP’ye ulaşıyor. Bu otomobille Porsche, mayıs ayında düzenlenecek olan 24 Saat Yarışı’nda rakiplerine kök söktürmeyi hedefliyor. Güç artışı bu sistemin tek avantajı değil. Örneğin elektrikli motor devredeyken 4 tekerlekten çekişli bir otomobile dönüştüğü için aracın yol tutuş kabiliyeti de iyileşiyor. Diğer bir avantaj ise, fren enerjisi geri kazanımı sayesinde aracın daha tutumlu hale gelmesi.~ Bunların dışında GT3 R Hybrid, bu uzun yarış sırasında, depolayıcı volanın akülerin yerini nasıl alabileceği ve sistemin seri üretime nasıl uyarlanabileceği hakkında da ayrıntılı bilgisayar dataları sağlayacak. Çünkü yarışta kullanılacak olan haliyle bu çevirdepola sistemi, şu anda insanları A noktasından B noktasına götürecek standart otomobiller için kesinlikle uygun değil. Neticede yarış pistlerinde otomobiller, depolayıcı volanın verimli kullanılmasını sağlayacak şekilde sıksık sert fren yapıyor ve aşırı ivmelerle hızlanıyorlar. Böyle sıra dışı durumlar tabiki günlük trafikte yaşanmıyor. Bunun dışında sistem, co-pilotun bile yerini işgal edecek kadar geniş bir yer kaplıyor. Seri üretime geçebilmek için çözülmesi gereken zayıflıklar bu kadarla da sınırlı değil. Örneğin sistem çok güçlü bir soğutmaya ve çok yüksek gerilimler nedeniyle karmaşık bir enerji kontrol sistemine ihtiyaç duyuyor. Ancak Porsche, sistemin geliştirilmiş halinin nasıl olabileceğini gösteren birkaç patenti şimdiden almış durumda.
Otomotiv sektörünün riskleri
NART’ın düzenlediği 9. NART Risk Management Forum, Pazartesi günü İstanbul’da.
Bir yanıt yazın