Zorlu bir deneyim

Bu yıl 6.sı düzenlenen Transanatolia Rally Raid, dünyanın en zorlu yarışı olan Dakar Rallisi’nin katılımcılarıyla, yeni parkurunda gerçekleştirildi.

Transanatolia Rally Raid bu yıl Ankara, Tuzgölü, Kapadokya, Sivas, Erzincan, Erzurum, Giresun, Tokat, Yozgat güzergahında düzenlendi ve Ankara’da son buldu. Bir hafta süren bu yarış Türkiye’nin doğal güzelliklerini de yabancı sporculara yarışla beraber yaşattı. Dünyaca ünlü Dakar Rallisi katılımcılarından, Laia Sanz, Helder Rodrigues, Olivier Pain, Paolo Ceci, Alessandro Botturi ve Gerrard Farres gibi uluslararası sporcuların yanı sıra Türk off-road otomobil ve motosiklet pilotlarının katılması Transanatolia Rally Raid’in başarısını gösteriyor.

Yarış başlasın
Ankara Tuz Gölü’nde start alan yarışın ilk etabı, ilk günün sonunda Ürgüp’te noktalandı. Görüştüğüm yabancı ve Türk sporcular “parkuru nasıl buldunuz?” soruma ise, “zorlu ve bir o kadarda keyifli bir parkur” cevabını not düştüler. Kamp alanında keyifli bir telaş yaşayan sporcular araçlarının bakımını yaptıktan sonra Ürgüp’ün eşsiz güzelliğini ve gün batımını beraber seyredip kamp kurarak Kapadokya’nın mistik atmosferinde keyifli bir gece geçirdiler. Sabah erken saatte uyanıp, start noktasına doğru hareket eden pilotlar için bu kez finiş noktası Erzincan/Kemaliye. Zorlu bir gün daha bekliyor sporcuları. Ben bile basın için ayrılan özel yerlere gittiğimde, gelen araçların seslerini duymaktan ve geride bıraktıkları toz bulutunu izlemekten büyük keyif aldım.
Bulunduğumuz noktadan ayrılıp, Kemaliye’de taşlı yol denilen finiş noktasına gelecek sporcuları karşılamak için yola çıktık. Değişik yerlerden ve doğa ile başbaşa hayatları keşfederek gittiğim bu yolculukta, Erzincan’a yaklaştıkça heyecanım daha çok artıyordu. Coğrafi şartları pilotlar kadar yaşamasam da, bu rotada araç kullanmaktan çok büyük bir keyif aldım. Sporcuların rotalarını ise düşünemiyorum bile. Ama açıkça söyleyebilirim, gelen tüm pilotların yüzlerinde keyif dolu bir gülümseme vardı. Sebebi ise zorlu ama keyifli bir yarış… Erzincan’da akşam yemeğinde bir pilotla sohbet sırasında Transanatolia Rally Raid hakkında neler düşündüğünü ve Dakar ile ilgili görüşlerini sorduğumda ise hiç beklemediğim bir cevapla karşılaştım. Çünkü Dakar’ın güzel bir parkur ve uygun bir coğrafyada gerçekleştiğini ama Transanatolia Rally Raid kadar keyifli ve heyecanlı olmadığını söyledi.

Palandöken’den şehre genel bakış
Erzincan’dan start alıp bir sonraki finish noktası olan Erzurum/Palandöken’e doğru yola çıkıyoruz. Önceki günler gibi yine zorlu bir parkur. Erzurum’a doğru yola çıkan pilotlar bu gün daha keyif almış olmalılar ki basın bekleme alanından, ikili ve hatta üçlü araçların tampon tampona kıyasıya yarıştıklarını gördüm. Bence bunun sebebi ise doğuya doğru yol aldıkça coğrafi şartların tam da pilotların istediği seviyeye ulaşması. Çünkü ne kadar zor, o kadar fazla keyif demek… Gelelim finiş noktası Palandöken’e. Serin havası gün sonunda bizi şaşırttı. Akşam güneşin batışı yerini serin bir havaya bırakırken, araçların bakım alanındaki motor sesleri içimizi ısıttı. Havası, doğası, güzellikleri ile geçirdiğimiz gün ve gecenin ardından yapacağımız rota ise tekrar Erzurum. Dönüşe geçmeden önce yapılacak kısa parkur pilotların dinlenmeleri için düzenlendi. Kars yoluna doğru ilerleyip tarihi Topyolu’ndan geçerek, Tortum’a gelip konaklamak için tekrar Palandöken’e döndük. Sabah erken saatte Erzincan’a doğru start alan pilotlar 2600 m irtifada toplam 182 km’lik çamur ve kaya etaplarından oluşan zorlu bir parkurun ardından tekrar konaklamak için Erzincan’ın Refahiye ilçesinde kurulan kamp alanına ulaştı.

Uzun ve zorlu
590 km’lik parkuru ile Transanatolia’nın en uzun ve en zorlu günü. Sabah uyanıp buna hazırlanan sporcular Refahiye’den yola çıktı. İki etaptan oluşan bu zorlu parkurun ilk etapı Tokat iline bağlı Hubyar köyünde noktalandı. Burada müthiş bir ev sahipliği yapan köy sakinleri, pilotları ve bizi kültürleriyle ağırladıktan sonra, günün ikinci etapına doğru yola koyulduk. Coğrafyamız o kadar müsait ki, beklediğimiz basın fotoğraf çekim noktalarında, dağ ve taşın içerisinde müthiş bir atmosferde, mükemmel kareler yakalamak mümkün. Bu uzun ve zorlu günün yorgunluğunu atmak için Çekerek’te bulunan kamp alanımıza vardık. Ertesi sabah Kazankaya’da verilecek olan start noktasına doğru yola çıktık. İlginç günlerden birisi… Çünkü 80 km’lik dere ve su geçişleri olan parkurun sonunda ise tarihi M.Ö. 4000 yılına kadar uzanan Alacahöyük’te, Transanatolia 2015 sona erdi. Alacahöyük müzesine yapılan ziyaret ve molanın ardından ise Ankara’da seremonik startın yapıldığı Kent Park AVM’de ödül töreniyle birlikte bu çok yönlü organizasyonun sonuna geldik.

Sonuç olarak uzun, yorucu, macerası bol ve en önemlisi çok keyifli bir yarış geçirdik. Gelen yabancı pilotların yüzlerindeki mutlu gülümseme ise bu işin ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyan en büyük kanıt. Kısa sürede bu başarıyı yakalayan organizasyon yetkilileri ise ileriki yarışlarda daha büyük ve değişik organizasyon düzenleyerek Türkiye’yi yabancılara, motorsporlarını ise Türkiye’ye kısa sürede sevdirmeyi hedefliyor.

Murat ÇAVDAR

RÖPORTAJ
BURAK BÜYÜKPINAR

“Transanatolia’yı uluslararası bir yarış haline getirdik”

6.sı düzenlenen Transanatolia’nın Genel Koordinatörü Burak Büyükpınar’la Transanatolia 2015 hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirip, öncesi, sonrası ve gelecekte Transanatolia’yı nerede göreceğimizi sorduk.

Auto SHOW: Yorucu bir etap daha gerçekleştirdik ve etap birincisi Gerrard Farres ile Dakar hakkında konuştum. Dakar’ın adı var ama Transanatolia coğrafya olarak daha iyi dedi. Siz neler söyleyeceksiniz?
Burak BÜYÜKPINAR: Gerrard Farres’i tebrik etmek için yanına gittiğimde bana da aynısını söyledi. Zaten bizim ulaşmak istediğimiz nokta Dakar’dan daha iyi bir yarış yapmak. Tabi kabul edelim Dakar 39 yıldır yapılan bir organizasyon ve 39 yılın tecrübesi var. O noktaya ulaşmak kolay bir iş değil. Bizim ekipçe hedefimiz ise, dünyanın en iyi organizasyonu olduğu için onu yakalamaya çalışıyoruz ve hedeflerimizi ona göre belirliyoruz.

AS: Finish noktasına gelen pilotları gözlemliyorum. Yoruluyorlar ve asfaltta gitmeyi sevmiyorlar. Bu kadar yorgunluk sizce insanlarda negatif algı oluşturur mu?
BB: Zaten bu yorgunluğu seviyorlar… Buraya Dakar öncesi antremanı düşüncesiyle gelenler artık biz burayı antreman olarak düşünmüyoruz, çünkü burada ciddi bir yarış var ve biz bir yarışın içerisinde olduğumuz fark ettik dediler. Bunlar güzel gelişmeler ama bunları yaratmak için çok uğraşmak gerekiyor. İlk olarak pilotları buraya getirmek için çok çaba sarfediyoruz. Dakar’a gidip Transanatolia’yı anlatıp oradaki bir takım marka olmuş isimleri buraya getiriyoruz. Buradan mutlu ayrılanlar başkalarını getiriyorlar.

AS: Pilotlar Türkiye’den memnun mu?
BB: Memnuniyetlerinin en önemli sebebi Türk misafirperverliği. Dün bir yarışmacı belindeki bir sakatlıktan dolayı yarışı bırakmak zorunda kaldı. Biz yaklaşık iki saat sonra ona ulaştık ve otele getirdik. Bu sabah beni gördüğünde ilk kelimesi, bu Dakar’da bana olsa 24 saat kimse gelmezdi. Çünkü orada ilk on var, herkesin dikkat ettiği isim onlar. İlk ondan sonraki kimseyi umursamazlar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Biz burada Türk misafirperverliğini gösteriyoruz aynı zamanda.

AS: Pilotların bilmedikleri ve henüz yeni olan bir organizasyonda güveni ve güvenliği nasıl sağladınız?
BB: Biz direk sağlık bakanlığına bağlı UMKE ile işbirliği içindeyiz. Olası bir kaza anında 4×4 çekişli 6 adet ambulans ile direk olay yerine ulaşıp, uydu cihazlarından gelen sinyale göre, gecikilecek durumlarda ise bölgeye bağlı helikopter ile en geç 15 dakika içinde kaza yerine ulaşabiliyoruz. Buna ek olarak pilotların arasında motosikletli 2 tane cerrahımız var. Dün bir pilotumuz motor arızasından dolayı yolda kaldı ve 1.5 saat sonra yanına ulaşıp motorunu güvenli alana çektik. Bunlar yarışçılar arasında kulaktan kulağa dolaşarak yayılıyor. Dolayısıyla güven de bu şekilde sağlanıyor.

AS: Dakar pilotları da aramızdalar, nasıl buldular Transanatolia’yı?
BB: Şu an bizim yarışın ilk 10’u dünyanın sayılı Dakar pilotlarından oluşuyor. Bizi şu anda Dakar’la mukayese ediyorlar. Kabul edelim bu kadar kısa sürede bu başarıyı hayal etmiyorduk.

AS: Her yıl farklı parkur üzerinden mi devam edeceksiniz? Daha ileriye taşıyacak hedefiniz var mı?
BB: İmkanımız olduğu sürece her yıl farklı parkurlar yapmak istiyoruz. En büyük tercihimiz bu yönde. İnsanları buraya çekiyor çünkü. Geçen yıl o parkuru yaptığı için bu yıl gelmek istemeyenler olabiliyor. Her yıl bambaşka Transanatolia ile karşılaşmak bizim için daha iyi olur. Zaten Türkiye coğrafyası buna çok uygun. Gidilecek sonsuz yerler var, masada bir sürü projelerimiz var. Bir sürü parkur projemiz var ama bunlar dediğim gibi imkanlarla gerçekleşecek projeler.

AS: Parkurları Türkiye’nin tarihi yerlerini de içine alarak yapıyorsunuz? Pilotlar bunların farkında mı?
BB: Pilotlara geçtikleri yerlerin tarihi özelliğini akşamları Brifing yaparak anlatıyoruz. Bir sonraki gün geçecekleri yerlerin tarihi özelliklerini bilgilendirmek adına.

AS: Tek cümleyle Transanatolia’yı nasıl özetlersiniz?
BB: Bu sporla uğraşan herkesin bu deneyimi bir kere yaşamasını tavsiye ediyorum.

Murat ÇAVDAR